Herkese merhabalar ben Yusuf Gül. Bugünki yazımızda son yılların en büyük problemlerinden biri sayılabilecek bir konuyu Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğunu konuşacağız.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite konusu ayrı ayrı başlıklarda bilgi verebileceğimiz bir konu fakat ben bu yazımızda ikisini aynı başlık altında ele alacağım. Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu ( DEHB) çocuklarda dikkatini uzun süre toplayamama, etkinliklerden çok hızlı sıkılma, aşırı hareketlilik ve dikkatin çok kolay bir şekilde dağılması ile ortaya çıkar. Özellikle ev ortamında ve okul ortamında aileler ve öğretmenler çocuğun çok çabuk sıkıldığını, ödevlerini bitirmekte zorlandığını, çok hareketli olduğunu ve yerinde duramadığından yakınır. E Hocam hepimizin çocuğunda bu tarz davranışlar görülüyor diyebilirsiniz fakat buradaki önemli nokta devamlılıktır. DEHB'e sahip çocuklar bu davranışlarını sürekli olarak devam ettirirler. Bu devamlılıkta zincirleme bir reaksiyon oluşturur. Sonuç olarak agresif, hareketli, yerinde duramayan, sınıf ortamında problem çıkarmaya meyilli bir çocuk ortaya çıkar.
Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite her çocuğu farklı şekilde etkiler. Çünkü her çocuğun yaşam tarzı, ilgisi, aile tutumu birbirinden farklıdır. Kimi çocuk düzensiz, unutkan olabilirken kimi çocuk ise yerinde oturan, hayal kurmayı seven, dikatini toplamakta zorluk çeken bir birey olabilir.
DEHB eğitim hayatında çok büyük sıkıntılara yol açan bir durumdur. Özellikle sınıf ortamında ortaya çıktığında diğer bireyleri de olumsuz etkilediği için bu çocuklar öğretmenlerin korkulu rüyası olabilmektedir. Çözüm yolu işbirliğinden geçse de çoğu aile buna yanaşmaz. Öğretmenlerin tavırları da bunda etkilidir.
DEHB ile ilk karşılaşıldığında ya da şüphelenildiğinde ilk adım doktora gitmek olmalıdır. DEHB tıbbi bir sorundur. Doktorun sizi bir pedagoga yönlendirmesi muhtemeldir. Sonrasında yapılan test ve tetkikler sonucunda gerekli tanılamalar yapılır.
DEHB'nin tedavisi ilaç ve iyi bir eğitimdir. İlaç kısmı doktorlar tarafından belirlenir. İlaçlar sorun çözmek amacıyla değil sadece bazı durumları maskelemek amacıyla kullanılır. Dürtüsel davranışların azalması ve kontrol altına alınması eğitimcinin işidir.
Bu konuyla ilgili benim değinmek istediğim noktaya gelirsek yaklaşık 15-20 senedir toplum yapımız hızlıca değişti. Çocukların bahçelerde sokaklarda oynamasına alışıkken şimdi ise evlerde büyütüyoruz. Çocukların yaşları gereği oyun oynamak, koşmak ve enerjilerini atmak gibi temel gereksinimleri var. Nasıl yetişkin bireyler sohbet etmeyi, gezmeyi seviyorsa çocuklarında ihtiyacı da oyun oynamak, çevreyi keşfetmek, problem çözmektir. Son yıllarda yetişen çocuklar bunlardan sıklıkla mahrum bırakılmaktadır. Bu durum ev ortamında çocukların enerjilerini farklı yollarla atmasına sebep olmakta,ihtiyaçları giderilmeyen çocukların agresif olmasına sebep olmaktadır.
İkinci kısım ise ilaç kısmı. Çoğu aile ilaç tedavisine başlandığı zaman bir anda sorunun çözüleceğine inanmaktadır. Böyle bir durum söz konusu değildir. Çocuğun ilaca alışması, ilaca vücudun vereceği tepki belirli bir zaman dilimini kapsamaktadır. Bu zaman dilimi boyunca sabırlı olmalı ve çocuk iyi gözlemlenmelidir. İlaçlarla ilgili sık görülen bir durum daha ise ilaçların yan etkileridir. Her çocukta farklı yan etki görülebilmektedir. Aileler yan etkileri gördüğünde ya ilaç değiştirmekte ya da ilacı kesmektedir. Bu durumda sıklıkla yapılan yanlışlardan biridir. Kullanılan ilaçlarda çocuğunuza uygun doz ayarlanana kadar sabredilmelidir. Aşırı dozdan dolayı oluşan sıkıntılar veya düşük dozdan dolayı görülmeyen etkiler ilacın işe yaramadığını göstermez. Önemli olan çocuğunuza uygun dozun belirlenmesi ve çocuk üzerinde olumlu etkilerini görmenizdir.
Sonuç olarak DEHB aile-öğretmen işbirliğinin üst düzeyde olmasını gerektiren bir durumdur. Tıbbi destekte önemlidir. Her yetersizlik türünde olduğu gibi çocuklarınızın yapabildiklerine odaklanmak, çocuğuzun özgüvenini yüksek tutmak DEHB içinde önemlidir.
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere Hoşçakalın...
👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏