Herkese merhabalar. Ben Yusuf Gül. Bugün yazımızda annelerden bahsedeceğiz. Bir sonraki yazımızı ise babalara ayırmayı düşünüyorum.
Aile yapısı özel gereksinimli bireylerde oldukça önemlidir. Aile bireylerinin birbiri ile iletişimi, huzurlu ve mutlu bir aile yapısı çocukları olumlu yönde etkileyen faktörlerin başında gelir.
Ailede mutluluk ve huzur, özel eğitime ihtiyacı olan bireyleri güvenli ortam kaygısından kurtaran bir durumdur. Özel eğitime ihtiyacı olan çocuklar genel anlamda kendilerini güvende hissetmek isterler. Güven ya da güvensizlik çocuklarının davranışlarını da etkiler. Bu nedenle ailenizde ne yapın edin bu ortamı tahsis etmeye çalışın.
Gelelim annelere...
Anneler çocukların doğduğu andan itibaren ilk bağı kurdukları kişidir. Anneyle olan iletişim doğar doğmaz başlar. Bu iletişim ilerleyen zamanlarda çeşitlenir. Anne olarak sizlere düşen bu iletişimin sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlamaktır. Burada baba için bir parantez açmak gerekir. Babalar ilk etapta anne ile bebeğin iletişiminin daha sağlıklı bir şekilde devam etmesi için çalışan yardımcı aktörlerdir. İlerleyen yaş ile beraber bu durum değişir.
İyi bir anne olmak için tavsiyelerimi iki aşamada paylaşacağım. Birinci aşamamız bebeklik döneminde annelik:
Bebeklik döneminde anne ile çocuğun bağının kuvvetli ve güvenli olması gerekir. Bunu ilk etapta sağlamak için yapılması gereken çocuğun ihtiyaçlarının zamanında giderilmesi olacaktır. Çocuklar için bu dönemde en etkili iletişim aracı ağlamaktır. Anne bu dönemde çocuğunun ihtiyacını karşılamada ne kadar tutarlı ve özverili davranırsa çocuk anneye o derece güvenli bağlanacaktır. Anne ile çocuğun bu iletişimi ilerleyen yılları da etkileyecek olan geniş bir etkileşim alanıdır.
Bebeklik döneminde çocuğun tercümanı annelerdir. Şimdi eminim hepiniz '' sen ne tatlı gülüyorsun, karnın mı acıktı yoksa, altını da kirletmiş'' vb. tarzında cümleler kullanmışsınızdır. Aslında bu cümleler ile çocuklarınıza ilk iletişim metodlarını öğretiyorsunuz. Onların duygularını ve düşüncelerini dile dökerek bir anlamda onlara tercüman oluyorsunuz. Koku ve dokunma hissinden sonra iletişimlerini çeşitlendiriyorsunuz. Çocuğunuza bir anlamda ayna oluyorsunuz.
Anneler şunu çok iyi bilmelidir ki ilk iletişim temellerini onlar atıyorlar. Bu temeller ne kadar sağlam olursa çocuğunuzun gelecekte ortamlara, insanlara, çevreye ve kurallara uyum sağlaması o kadar kolay olacak.
Kısacası eğer etrafınızda sizin ihtiyaçlarınıza yanıt veren, zor durumda kaldığınızda hemen yardımınıza koşan, karnınızı doyuran, size sıcaklık veren birisi varsa ona duyacağınız hisler ne olursa çocuğunuzun hisleri de aynı olacaktır. Çocuk kendisine bu imkanları sağlayan kişi çevresinde olduğunda kendini rahat hissedecek, çevreyi inceleme fırsatı bulacak, etkileşim kuracak ve hayatı anlamlandırmaya çalışacaktır.
Çocukluk dönemine gelecek olursak bu dönemde annelerin şefkatli ellerini çocuklarından çekme zamanı gelmiştir. Bu dönemde her şey gerektiği kadar olmalıdır.
Gerektiği kadar güven, gerektiği kadar sevgi, gerektiği kadar kurallar vb. Annelik rolünün yerini ebeveyn rolünün alması gerektiği zaman diyorum aslında bu döneme. Bu dönemde babanın da devreye girmesiyle annenin etkisi biraz daha azalır. Bu dönemde anne hala güvenli bir kale gibidir fakat çocuk bu kaleyi kendi emellerine alet etmek için kullanabilir. Annelerin bu tuzağa düşmesi ileride anneyi ve babayı zora sokacak durumlara sebep olabilir. Güvenli kale çocuk tarafından işgale uğrar ve kale çocuk tarafından zapt edilirse işte o zaman sizi zorluklar bekliyor demektir.
Bu dönemde annelere tavsiyem:
Tutarlı tepkiler verin. Tutarsız tepkiler çocuklarda kafa karışıklığı yaratacaktır.
Baba ile uyumlu olun. Çocuğun babası ile olan etkileşimini destekleyin.
Sevecen ve şefkatli yönünüzü göstermeyi ihmal etmeyin ama abartmayın.
Çocuklarınıza güzel örnek olun. Uyması gereken kurallar ile hayatınız arasında tezatlık olmasın.
Artık herkesin anne olabildiği ama ebeveyn olamadığı bir dönemdeyiz. O nedenle ikisi arasındaki dengeyi sağladığınızda kontrol sizde demektir.
Hosçakalın...
Comments